Doğumu takip eden günlerde bir çok bebek sarı ile turuncu arası bir renk alır. Bu bilinen ve beklenen bir olaydır. Bebekdoğarken beraberinde alyuvarlarla gelir, alyuvarlar kanın içindeki oksijeni akciğerlere taşırlar. Çocuk nefes alıp akciğeriaçılınca , kan devrana başlar. Bu sırada alyuvarların bir bölümü yok olur. Yok olan alyuvarlar bebeğin karaciğeri vedalağı tarafından imha edilir. Ama bazı bebekler bu kadar çok işe yaramaz ,hücreyi yok edemez. Bu karaciğerin tamoluşmamasından kaynaklanır. Bu artıklar kanda birikir ve bebek sarılığına yol açarlar.
Bu hastalığın kısa sürede iyileşmesinde ışığın büyük önemi vardır. Bu yüzden sarılık olan bebekler beyaz veya maviışığın altına koyulurlar.
Bazen de sarılık çocuğun karaciğerinden kaynaklanır. Karaciğer görevini yapar fakat safra kesesi karaciğerden gelen bumaddeleri bağırsaklara ulaştıramaz. Bu yüzden de bebeğin kakası çok renksiz olur.
Hafif fizyolojik sarılık genellikle tedaviye ihtiyaç duymaz. Daha ağır olgularda ultraviyole ışığın kullanıldığı fototerapiyleetkili biçimde iyileştirilebilir. Tedavi sırasında bebekler çıplaktır ve gözleri ultraviyole ışıktan zarar görmemesi içinkapatılır.
Ayrıca deriden çok fazla miktarda su kaybı olduğu için bebeğe dışardan sıvı verilir ve beslenmesi bebek odasıylasınırlandırılır.
ANNE SÜTÜ SARILIĞI
Bir bebeğin doğumundan sonraki ilk haftadan sonra sarılık olmasının nedeni anne sütü(her ne kadar böyle birdurum anne sütüyle beslenen ve normal zamanında doğmuş 200 bebekten 1’inde meydana geliyorsa da ) ya da kan vekaraciğer hastalıklarından olabilir.
Kan bilirubin düzeyleri meme emziren bebeklerde biberonla beslenen bebeklere kıyasla genelde daha yüksektirve uzun süre (altı hafta kadar) yüksek kalabilir. Bunun abartılı fizyolojik sarılık olduğu ve tıbbi açıdan önemli olmadığıdüşünülmektedir. Emzirmeye devam edilmesi önerilir.Emzirmeyi kesmek ve şekerli su vermek bilirubin düzeyleriniazaltmaktan çok arttırır ve süt üretimini de olumsuz etkiler.
Gerçek anne sütü kaynaklı sarılık, bebeğin yaşamının ilk haftasının sonunda bilirubin düzeyleri hızla arttığındaveya patolojik sarılığın diğer nedenleri dışlandığında akla gelmelidir.
Anne sütü sarığının nedeni bilinmemektedir. Sorumlu etkenin anne sütünde bulunan bir madde olduğudüşünüldüğünden bu tip sarılığa anne sütü sarılığı adı verilmiştir.
Tanı, yaklaşık 36 saat süreyle anne sütü yerine mama verildiğinde bilirubin düzeylerinde görülen şaşırtıcıdüşüş ile koyulur (bu süre içinde anne memelerindeki sütü besleme zamanlarında toplamaya ve süt rezervinidoldurmaya devam eder).
Emzirmeye başlanıldığında bilirubin düzeyleri yeniden artar, fakat önceki düzeye kadar artmaz. Birkaç haftaiçinde bu durum düzelir.
NOT: Anne sütü sarılığı olan bebeklerin bazılarında yaşamın ilk 3 gününde de yüksek bilirubin düzeyleri görülür(erken tip)
Bilirubin düzeyinin 4. günden başlayarak giderek arttığı ve 10-15. günlerde 10-20 mg/dl ye ulaştığı tipe de geçtip anne-sütü sarılığı adı verilir.
YENİDOĞAN SARILIĞI TEDAVİSİ
Sarılığın fizyolojik mi yoksa patolojik mi olduğunu araştırılır. Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra tedaviye karar verilir. Fizyolojik sarılık olmasına rağmen kan bilirubini fazla yükselirse bebeğin hastanede tedavi edilmesi gerekir. Tedavisi, kandaki bilirubin düzeyine göre belirlenecektir. Genelde kullanılan tedavi fototerapi adı verilen ışın tedavisidir. Bu süreçte bebeğin sık sık emzirilmesi de yararlı olacaktır. Sık emzirmek bebeğin dışkılamasını sağlayacağından bilirubin düzeyinin düşmesine neden olacaktır. Çok nadir durumda kandaki bilirubin düzeyinin düşürülmesi için kan değişimine gereksinim duyulabilir. Çünkü yüksek seviyedeki bilirubinin beyin ve sinir sistemine zarar verme olasılığı bulunmakta, duyma kaybı ve zekâ geriliğine neden olabilmektedir.
Yeni doğan sarılığı normal olarak bir hafta içinde kendiliğinden geçmektedir. Tedavide geleneksel yöntemlerde işe yaramaktadır. Bu yöntemler birçok kişinin tecrübesi ile sabittir ve size yardımcı olabilir. Bu yöntemler arasında bebeğin banyo suyuna altın bırakılması, uyurken gece lambasının sarı renkli olmasına dikkat edilmesi ve çocuğun yüzüne örtülen tülbent ve benzeri eşyaların sarı renkli seçilmesi size yardımcı olacaktır. Ama unutmayınız bebeğin doğumunun ilk günü ve iki haftayı geçen yeni doğan sarılığında mutlaka bir hekimden yardım alınmalıdır. Bu durumlarda sarılığın altında yatan başka nedenler araştırılmalıdır. “Hipertroidi” bu nedenlerden sadece bir tanesidir.
SONUÇ OLARAK; Yeni doğan sarılığı çoğu bebekte görülen normal bir durumdur. Normal olması tamamen önemsenmemesi anlamına gelmemelidir. Bir hafta on günü geçen durumlarda derhal bir çocuk doktoruna danışılmalıdır. Doktor duruma göre tedaviyi belirleyecektir.
Yeni doğan sarılığı normal olarak bir hafta içinde kendiliğinden geçmektedir. Tedavide geleneksel yöntemlerde işe yaramaktadır. Bu yöntemler birçok kişinin tecrübesi ile sabittir ve size yardımcı olabilir. Bu yöntemler arasında bebeğin banyo suyuna altın bırakılması, uyurken gece lambasının sarı renkli olmasına dikkat edilmesi ve çocuğun yüzüne örtülen tülbent ve benzeri eşyaların sarı renkli seçilmesi size yardımcı olacaktır. Ama unutmayınız bebeğin doğumunun ilk günü ve iki haftayı geçen yeni doğan sarılığında mutlaka bir hekimden yardım alınmalıdır. Bu durumlarda sarılığın altında yatan başka nedenler araştırılmalıdır. “Hipertroidi” bu nedenlerden sadece bir tanesidir.
SONUÇ OLARAK; Yeni doğan sarılığı çoğu bebekte görülen normal bir durumdur. Normal olması tamamen önemsenmemesi anlamına gelmemelidir. Bir hafta on günü geçen durumlarda derhal bir çocuk doktoruna danışılmalıdır. Doktor duruma göre tedaviyi belirleyecektir.
YENİDOĞAN SARILIĞI NASIL OLUŞUR? BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bilirubin adı verilen, sarı renkte pigmentlere sahip olan bir maddenin kandaki varlığı yeni doğan sarılığına neden olur. Normalde bilirubin alyuvar adı verilen kırmızı kan hücrelerinin parçalanması ile oluşur. Parçalanma sonucu oluşan bilirubin, bebeklerin karaciğeri tam olarak gelişmediği için vücuttan atılamaz. Bu da kandaki oranının artmasına sebep olur. Artan biluribin miktarı, bebekte fiziksel olarak, kendini sarıya çalan deri rengi ile belli eder. İlerleyen sarılıkta yeni doğan bebeğin göz beyazı da sararmaya başlar.
Yenidoğan sarılığı kalıcı hasar bırakabilir
Yeni doğan bebeklerde sarılığa neden olan kandaki ‘bilirubin’ maddesinin normalin üstüne çıkması, beyinde kalıcı hasara neden olabiliyor. Türkiye’de yeni doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 60’ında, her 10 bebeğin ise 6’sında yeni doğan sarılığı görülüyor.
ANKARA - Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Fahrettin Erdoğan, yenidoğan sarılığının, sadece yeni doğan bebeklerde görülen, kandaki “bilirubin” maddesinin artışına bağlı oluşan bir hastalık olduğunu söyledi.
Hastalığın, her zaman tehlikeli sınırlara yükselmediğini belirten Erdoğan, bilirubin maddesinin, “önce göz akında sonra da ciltte birikmesiyle” göz ve cildin sarımsı bir renk aldığını kaydetti.
“ZİHİNSEL ÖZÜR BIRAKABİLİR”
Erdoğan, zamanında doğan bebeklerde bir haftayı, erken doğan bebeklerde 2 haftayı aşmayan, belli düzeyleri geçmeyen ve bebek için tehlikeli olmayan “fizyolojik sarılık” ile tehlikeli olabilen yeni doğan sarılığının karıştırılmaması gerektiğini kaydetti. Bu iki sarılığın, ancak kandaki bilirubin düzeylerine bakılarak kesin olarak ayırt edilebileceğini belirten Erdoğan, “Bunun için bilirubin ölçümü yapılabilen bir merkeze başvurulması gerekir” dedi.
Yenidoğanlarda, kanda bulunan bilirubin maddesinin fazla yapılması ve vücuttan atılımının ise yavaş olmasının, kanda yüksek oranda birikmeye neden olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kan grubu uyuşmazlığı, anne sütünün yeterli verilmemesi, kandaki mikroorganizmalara bağlı enfeksiyon gelişmesi gibi çeşitli faktörlerin de araya girmesiyle ‘bilirubin’ maddesi kanda çok aşırı düzeylere çıkabilir ve bebek için tehlikeli olabilir. Bu tür durumlarda ‘bilirubin’ maddesi beyine oturabilir ve beyinde kalıcı hasar yapabilir, zihinsel özür bırakabilir.”
Erdoğan, yeni doğan sarılığının, erişkinlerde ve çocuklarda görülen, mikrobik ve karaciğeri tutan virüslerle oluşan iltihabi “mikrobik sarılıkla” da karıştırılmaması gerektiğine işaret ederek, “Yeni doğan sarılığı pek çok nedeni olan ve mikropla ilişkisi olmayan, sadece yeni doğana özgü bir durum. Mikrobik sarılık ise tüm yaş gruplarında görülebilen karaciğer iltihaplanmasına bağlı bir durum” dedi.
“YENİ DOĞANLARIN YÜZDE 60’INDA GÖRÜLÜYOR”
Yenidoğan sarılığının görülme sıklığının çok sık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye’de yeni doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 60’ında, her 10 bebeğin ise 6’sında yenidoğan sarılığı görüldüğünü kaydetti.
Erdoğan, yenidoğan sarılığı görülen bebeklerin bir kısmının hastanede tedavi altına alınması gerektiğini belirterek, yenidoğan servisinde yatan bebeklerin çoğunluğunun riskli yenidoğan sarılığı nedeniyle tedavi gördüklerini söyledi.
Yenidoğan sarılığının geçici olduğunu ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel hasara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, annelerin bebeklerini iyi gözlemlemesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, yenidoğan sarılığı hastalığında, ilk olarak göz akındaki sarımsı rengin yüzden başlayarak gövdeye, ayaklara ve ellere doğru yayıldığını belirterek, “Sarı renk ne kadar belirginleşirse, hastalık o derece ilerlemiş demektir. Bu, en kolay bebeğin yüzüne ve gözüne bakarak anlaşılır” dedi.
Bu belirtiler görüldüğünde, bebeğin en kısa zamanda uzman doktora götürülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Kan testlerinden sonra sarılığın düzeyi tespit edilir. Eğer, belirtiler ilk 24 saat içinde çıkmışsa, bu mutlaka patolojik hastalık belirtisidir ve mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir” uyarısında bulundu.
Erdoğan, sarılığın, zamanında doğan bebeklerde ilk 3-4 gün içinde, erken doğanlarda ise 5-6 gün içinde en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, erken taburcu olan bebeklerin 3 günlük olduğunda mutlaka hastaneye getirilerek kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.
“İLAÇ TEDAVİSİ HENÜZ YOK”
Yenidoğan sarılığında henüz deneme aşamasında olanlar hariç belli bir ilaç tedavisi olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“2 tip tedavi var. Eğer sarılık belli sınırlar içindeyse öncelikle ‘Fototerapi’ denilen ışık tedavisi uygulanır. Bebek, gözleri korunarak belli dalga boyundaki ışık altına konulur. Böylece kanda biriken ve cilde gelen bilirubin maddesinin yıkımı sağlanır. Bu tedavinin süresi, hastalığın durumuna göre değişir ve bebek ortalama 3-4 gün kadar hastanede yatar. bilirubin düzeyinin, ışık tedavisi sınırlarını aşması durumunda kan değişim tedavisi yapılır. Göbeğe yerleştirilen bir kateter yardımıyla, bebeğin kanı değiştirilerek kan bilirubin düzeyi düşürülür.”
Erdoğan, bebeğin en kısa süre içinde anne sütü alması ve sık sık emzirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
“SICAK HAVA BİLİRUBİN MİKTARINI ARTIRIYOR”
Sıcak havanın, bilirubin maddesini artırıcı etki yaptığına da işaret eden Erdoğan, bebeğin terlemeyle birlikte sıvı kaybettiğini ve bunun da kandaki bilirubin ve tuz miktarının artmasına neden olduğunu söyledi.
“İLK GÜNLER SARI GİYDİRMEYİN”
Bebeklerin doğduğunda üstüne sarı tülbent örtülmesi ve ilk günler sarı renkte kıyafetler giydirilmesi ile sarılığın tedavi olacağı yönündeki inanışların yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bunlar tamamen hurafe. Bebeğinizi böyle giydirirseniz, sadece bebeğinizin sarardığının fark edilmesini de engellemiş olursunuz. Bu nedenle kesinlikle sarı giysiler giydirilmesini önermiyoruz” dedi.
ANKARA - Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Fahrettin Erdoğan, yenidoğan sarılığının, sadece yeni doğan bebeklerde görülen, kandaki “bilirubin” maddesinin artışına bağlı oluşan bir hastalık olduğunu söyledi.
Hastalığın, her zaman tehlikeli sınırlara yükselmediğini belirten Erdoğan, bilirubin maddesinin, “önce göz akında sonra da ciltte birikmesiyle” göz ve cildin sarımsı bir renk aldığını kaydetti.
“ZİHİNSEL ÖZÜR BIRAKABİLİR”
Erdoğan, zamanında doğan bebeklerde bir haftayı, erken doğan bebeklerde 2 haftayı aşmayan, belli düzeyleri geçmeyen ve bebek için tehlikeli olmayan “fizyolojik sarılık” ile tehlikeli olabilen yeni doğan sarılığının karıştırılmaması gerektiğini kaydetti. Bu iki sarılığın, ancak kandaki bilirubin düzeylerine bakılarak kesin olarak ayırt edilebileceğini belirten Erdoğan, “Bunun için bilirubin ölçümü yapılabilen bir merkeze başvurulması gerekir” dedi.
Yenidoğanlarda, kanda bulunan bilirubin maddesinin fazla yapılması ve vücuttan atılımının ise yavaş olmasının, kanda yüksek oranda birikmeye neden olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kan grubu uyuşmazlığı, anne sütünün yeterli verilmemesi, kandaki mikroorganizmalara bağlı enfeksiyon gelişmesi gibi çeşitli faktörlerin de araya girmesiyle ‘bilirubin’ maddesi kanda çok aşırı düzeylere çıkabilir ve bebek için tehlikeli olabilir. Bu tür durumlarda ‘bilirubin’ maddesi beyine oturabilir ve beyinde kalıcı hasar yapabilir, zihinsel özür bırakabilir.”
Erdoğan, yeni doğan sarılığının, erişkinlerde ve çocuklarda görülen, mikrobik ve karaciğeri tutan virüslerle oluşan iltihabi “mikrobik sarılıkla” da karıştırılmaması gerektiğine işaret ederek, “Yeni doğan sarılığı pek çok nedeni olan ve mikropla ilişkisi olmayan, sadece yeni doğana özgü bir durum. Mikrobik sarılık ise tüm yaş gruplarında görülebilen karaciğer iltihaplanmasına bağlı bir durum” dedi.
“YENİ DOĞANLARIN YÜZDE 60’INDA GÖRÜLÜYOR”
Yenidoğan sarılığının görülme sıklığının çok sık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye’de yeni doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 60’ında, her 10 bebeğin ise 6’sında yenidoğan sarılığı görüldüğünü kaydetti.
Erdoğan, yenidoğan sarılığı görülen bebeklerin bir kısmının hastanede tedavi altına alınması gerektiğini belirterek, yenidoğan servisinde yatan bebeklerin çoğunluğunun riskli yenidoğan sarılığı nedeniyle tedavi gördüklerini söyledi.
Yenidoğan sarılığının geçici olduğunu ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel hasara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, annelerin bebeklerini iyi gözlemlemesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, yenidoğan sarılığı hastalığında, ilk olarak göz akındaki sarımsı rengin yüzden başlayarak gövdeye, ayaklara ve ellere doğru yayıldığını belirterek, “Sarı renk ne kadar belirginleşirse, hastalık o derece ilerlemiş demektir. Bu, en kolay bebeğin yüzüne ve gözüne bakarak anlaşılır” dedi.
Bu belirtiler görüldüğünde, bebeğin en kısa zamanda uzman doktora götürülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Kan testlerinden sonra sarılığın düzeyi tespit edilir. Eğer, belirtiler ilk 24 saat içinde çıkmışsa, bu mutlaka patolojik hastalık belirtisidir ve mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir” uyarısında bulundu.
Erdoğan, sarılığın, zamanında doğan bebeklerde ilk 3-4 gün içinde, erken doğanlarda ise 5-6 gün içinde en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, erken taburcu olan bebeklerin 3 günlük olduğunda mutlaka hastaneye getirilerek kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.
“İLAÇ TEDAVİSİ HENÜZ YOK”
Yenidoğan sarılığında henüz deneme aşamasında olanlar hariç belli bir ilaç tedavisi olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“2 tip tedavi var. Eğer sarılık belli sınırlar içindeyse öncelikle ‘Fototerapi’ denilen ışık tedavisi uygulanır. Bebek, gözleri korunarak belli dalga boyundaki ışık altına konulur. Böylece kanda biriken ve cilde gelen bilirubin maddesinin yıkımı sağlanır. Bu tedavinin süresi, hastalığın durumuna göre değişir ve bebek ortalama 3-4 gün kadar hastanede yatar. bilirubin düzeyinin, ışık tedavisi sınırlarını aşması durumunda kan değişim tedavisi yapılır. Göbeğe yerleştirilen bir kateter yardımıyla, bebeğin kanı değiştirilerek kan bilirubin düzeyi düşürülür.”
Erdoğan, bebeğin en kısa süre içinde anne sütü alması ve sık sık emzirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
“SICAK HAVA BİLİRUBİN MİKTARINI ARTIRIYOR”
Sıcak havanın, bilirubin maddesini artırıcı etki yaptığına da işaret eden Erdoğan, bebeğin terlemeyle birlikte sıvı kaybettiğini ve bunun da kandaki bilirubin ve tuz miktarının artmasına neden olduğunu söyledi.
“İLK GÜNLER SARI GİYDİRMEYİN”
Bebeklerin doğduğunda üstüne sarı tülbent örtülmesi ve ilk günler sarı renkte kıyafetler giydirilmesi ile sarılığın tedavi olacağı yönündeki inanışların yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bunlar tamamen hurafe. Bebeğinizi böyle giydirirseniz, sadece bebeğinizin sarardığının fark edilmesini de engellemiş olursunuz. Bu nedenle kesinlikle sarı giysiler giydirilmesini önermiyoruz” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)